İŞTE O CEVAPLAR

Almanya’da yaşayan Türklere “Hiç ırkçılığa uğradığınız oldu mu?” sorusunu sorduğumuzda “Soru yanlış, hiç uğramadığınız zaman var mı?” diyen de oldu “Doğma büyüme burada yaşıyorum. Irkçılığa kesinlikle uğramadım. Bütün sorunlarımı tatlı dille çözdüm” diyen de.

Özellikle çocuklar yanımızdayken…

Almanya’da doğup büyüyenlerin büyük çoğunluğu hayatlarının her evresinde direk ya da dolaylı olarak ırkçılığa uğradığını belirtirken, Almanların Türklere bakışlarının bile farklı olduğunu ifade edenler oldu. Anlatılan hikayelerin en ilginç noktası ise Türklerin ırkçılığa özellikle çocukları yanlarındayken uğruyor olması.  İşte o örneklerden bazıları;

Alışveriş yaparken yanlış yere eşya koydu diye 6 yaşındaki oğluma Alman’ın biri bağırdı.

İki yaşında oğlum ile Westkreuz’da gezerken bir çift yaban ördeği gördük. Çocuğum ördeği sevmek için peşinden koşunca bir Alman küçücük çocuğa emir verir gibi “Blöde Ausländer” (Aptal yabancılar) dedi.

Çocuğum ile bisiklet sürerken karşıdan karşıya geçiyorduk. Bisiklet yolunda yeteri kadar yer olmasına rağmen karşıdan gelen bir Alman çılgınca bisikletinin ziline bastı. “Zile o kadar ısrarla basmanıza gerek yok, yeterince yer var.  Geçebilirsiniz” dedim. Bir sinirle bisikletinden inip üzerime doğru yürümeye başladı. Çok agresif bir tavrı vardı ve “Senin konuşmaya hakkın yok sen yabancısın, devletten geçiniyorsundur” dedi.  Devletten geçinmediğimi, aksine devlet memuru olarak çalıştığımı söyleyince üzerime yürümeye devam etti ve “Senin gibi yabancılar nasıl devlet memuru olur” diye bağırmaya devam etti. Polisi çağıracağım deyince de korktu ve bisikletine binip uzaklaştı.

Çocuklar ile yürüyüş yapıyorduk yaşlı bir bayan; “Ihr Kanacken” (Türkleri aşağılamak için kullanılan bir terim) ile başladığı cümlesine “Çocukları dünyaya getirmekten ve devletten para almaktan başka bir şey yapmıyorsunuz. Buradan defolun!” gibi bir tepki verince kendisine 1500 Avro kira verdiğimi ve maaşımın neredeyse yarısını vergiye ödediğimi söyledim. Yaşlı Alman da söylene söylene gitti.

10 yaşındaki oğlum ile alışveriş yapıyorduk.  Kasaya para ödemeye geldiğimizde ortada hiçbir şey yokken yaşlı bir adam oğluma; “Memleketine dön” dedi.  Oğlum neden böyle bir şey dediğini anlamadı ki henüz anlayacak yaşta değil. Dışarı çıktığımda adamın yanına gittim ve 10 yaşındaki bir çocuğu ırkçı görüşleriyle rahatsız ettiği için utanması gerektiğini, cesareti varsa bana da aynısını söylemesini belirttim. Başını sallayarak yanımdan uzaklaştı.

 

İstediğiniz kadar entegre olun fark etmiyor…

 

Ailemle senelerdir bir çiftlik evinde oturuyorduk. Ev sahibi vefat edince oturduğumuz ev başkasına kaldı.  O evden bizi dışarı çıkarmaları için yapmadıklarını bırakmadılar. Evin terasına çıplak çıktılar, kapının önüne idrarlarını yaptılar, sabahlara kadar yüksek sesle partiler verdiler, evin yakınlarında silah attılar. Polise şikâyet ettiğimizde, polis özel mülk olduğu gerekçesi ile hiçbir şey yapmadı. Olayı mahkemeye taşıdık ve mahkeme de onlardan yana çıktı. Kısaca istediğiniz kadar Almanya’ya entegre olun, burada doğmuş büyümüş olsanız bile hiç fark etmiyor. Yine yapacaklarını yapıyorlar.

 

Almanya’da yaşayanların anlattığı gerçek olayların aksine sayıları az da olsa ırkçılığa hiç uğramadığını, yaşadıkları ufak tefek tatsızlıkları tatlı dilleri ile hallettiğini belirtenler de oldu.

 

Deniz Gezginci – Münih