Tulpar Events ve İbo Mavi organizasyonu ile Anton-Fingerle-Bildungszentrum da gerçekleştirilen programa Münihlilerin ilgisi büyük oldu.

Sunay Akın, kendine has, şaşırtıcı üslubuyla etkileyici sevda öyküleri ve aşk şiirleri seslendirdi. Akıcı diliyle seyirciyi içine çeken, kısacık bir performansa bile binlerce kitabın ışığını sığdıran Sunay Akın’a sahnede usta sanatçı İlhan Şeşen müzikleri ile eşlik etti.

Sunay Akın programda kendine özgü tarzıyla hikâyeler anlatırken, Nazım Hikmet, Can Yücel,  Melih Cevdet Anday, Manisa Tarzanı olarak bilinen Ahmet Bedevi ve Tuncel Kurtiz gibi ünlülerin bilinmeyen yönlerini anlattı.

Birbirinden güzel aşk parçalarını seslendiren İlhan Şeşen’e izleyiciler de eşlik etti. Şeşen ve Akın’ın performansı Münihli sanatseverler tarafından büyük beğeni aldı.

 Avrupayız “Ayran” yerine “Rakı” diyebilirim

Usta sanatçı İlhan Şeşen,  en tanınmış bestelerinden olan “Pencerenin perdesini havalandıran rüzgâr” şarkısının nasıl ortaya çıktığının hikâyesini anlatırken Avrupa’da oldukları için rakıya, ayran demek zorunda olmadığını söyleyince salonda kahkaha tufanı koptu.

İlhan Şeşen şarkının hikâyesini şöyle anlattı; “Bu şarkının çıkışı gerçekten bir rüzgâr yüzünden oldu. Arkadaşımın Heybeliada’ da bir evi vardı bana da çalışmam için evin anahtarını vermişti. Oraya giderken bir şişe “büyük ayran” aldım (Salonda gülüşmeler) Avrupa’da olduğumuz için rahatlıkla söyleyebilirim “rakı” aldım. Kış ayı olduğu için ev havasız kalmış ve rutubetli idi. Arkadaşım kenara bir gitar koymuş, çalışma masası,  kâğıt kalem, bir de odada sedir vardı. Giyotin pencereleri yukarı kaldırdım, sedire oturdum,  rakımı yanıma aldım. Rakıdan bir yudum alırken içeri gelen hava tülü üzerime öyle bir itti ki dedim ki ben eriyorum. Masaya geçtim “penceremin perdesini havalandıran rüzgâr” diye çalmaya başladım. Ne saçma şarkıdır bu diyerek sözleri kotumun arka cebine koydum ve eve döndüm. Ertesi sabah bir baktım ki aslında fena şarkı değilmiş” diye anlattı.  

Sunay Akın Münihin Sesi’ne yaptığı açıklamada; “Sevgili İlhan Şeşen usta ile aşk şarkıları ve aşk öyküleri adlı oyunumuzla Münih’teyiz.  Münih’te olmak çok çok güzel bir duygu. Avrupa’nın birçok kentine pek çok kez gittim fakat Münih’e böyle bir etkinlikle ilk kez geliyorum. Daha önce Avrupa müzeler formunun toplantısı için buraya gelmiştim birkaç kez. Türkiye’den gelen, burada yaşayan değerli insanlarımızla buluşmak, Türkçenin, sözcüklerin ve notaların birliği ile bir araya gelmek çok güzel bir duygu” dedi.

Oyunun ardından iki usta kitaplarını imzaladı.

Deniz Gezginci / MÜNİH