ATATÜRK´Ü ANLAMAK (KEMALİZM)

08.07.2015 - 21:07, Güncelleme: 01.12.2021 - 20:21 2383+ kez okundu.
 

ATATÜRK´Ü ANLAMAK (KEMALİZM)

Münihin Sesi köşe yazarlarından Zekeriye Uçar'ın ATATÜRK´Ü ANLAMAK (KEMALİZM) başlıklı yazısına haberin devamından ulaşabilirsiniz.
„Kemalizm sözcüğünü `Atatürkçülük` sözcüğüne tercih etmek daha doğru olur. Birincisi, Atatürkçülük yıpratıldığı için; ikincisi, Kemalizm uluslararası terminolojiye girdiği için…Cumhuriyetimizin son kırk küsür yılı, Atatürkçülük adına Atatürk`e yapılan ihanetlerle doludur. Bir başka kesim ise Atatürkçülüğü, Atatürk`ün yaptıklarının „bekçiliği“ olarak algılamıştır. Oysa bu Atatürk`ün önderliğinde gelişen ideolojinin ve devrimin özüne aykırıdır.“ AHMET TANER KISLALI Kemalist düşünce Atatürk`ün teoriyi ve pratiği birlikte (Türk Ulusu için) hayata geçirmesiyle sağlam bir temel üzerinde kurulmuş bir yapıya, bir ideolojiye dönüşmüştür. Bir bütünlük söz konusudur. Bunun bir kısmını alıp değerlendirme yapılamaz. Yani Atatürk bölünemez. Türkiye Cumhuriyeti`nin kuruluş amacının Kemalist ideolojiye göre gerçekleşmiş olması sadece Türkiye için değil laiklik ve demokrasi yoksunu geri kalmış başka Uluslara da örnek olacağı ve uygulama zorunluluğunun gerçekliliği gelecekte daha iyi anlaşılacaktır. TÜRKIYE`NIN ÜZERINDEKI ÖLÜ TOPRAGI Kemalist ideolojinin kurtuluştan sonraki toplumsal düzeni akıl yoluyla oluşturmanın en önemli olmazsa olmazı laiklik devrimidir. Bu devrimi yıkmayı amaçlayan karşı devrimciler günümüze kadar o kadar yol aldı ki toplumun üzerine ölü toprağı örtüldü. Vicdan`ın kaybolduğu yerde vicdan özgürlüğünü bilemez toplum. Vicdan özgürlüğü demek başkasının insani haklarını aklını kullanarak anlamak demektir. Aksi halde toplum vicdanı, gücünü dini inanca dayayanların topluma yerleştirdikleri akıl dışı yöntemlerin uygulandığı sosyal baskıya dönüşür. Öyle de oluyor zaten. Örneğin Müslüman ülkelerde ki terör örgütlerinin yaptıkları karşısında; „Müslümanlık bu değildir!“ denir. Bu söylem tamamen toplumu dini inanca dayalı teokratik yönetenlerin söylemidir. Bu söylemle hedefleri laik toplum istemenin bilincinin engellenmesidir. Bir toplum ister Müslüman olsun ister başka inanç toplumu olsun; eğer ki inancının rahat bırakılmasını ve insani değerler içerdiğinin anlaşılmasını istiyorsa laiklik istemelidir, başka yolu yoktur. Kemalist ideolojinin en temel dayanağı laikliktir. Bu bakımdan inancı kendi mekanında ve vicdanlarda rahat bırakmak gerekir. Şimdiye kadar geçen zaman gösteriyor ki Atatürk`e saldıranlar boşuna saldırmıyor, onu iyi anlamışlar demek ki! Atatürk`ün bekçilik yapılmasana ihtiyacı yok, anlaşılması gerek. Zekeriye UÇARzekeriyeucar@hotmail.de * Münihin Sesi.com sitesinden yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur...
Münihin Sesi köşe yazarlarından Zekeriye Uçar'ın ATATÜRK´Ü ANLAMAK (KEMALİZM) başlıklı yazısına haberin devamından ulaşabilirsiniz.

„Kemalizm sözcüğünü `Atatürkçülük` sözcüğüne tercih etmek daha doğru olur. Birincisi, Atatürkçülük yıpratıldığı için; ikincisi, Kemalizm uluslararası terminolojiye girdiği için…Cumhuriyetimizin son kırk küsür yılı, Atatürkçülük adına Atatürk`e yapılan ihanetlerle doludur. Bir başka kesim ise Atatürkçülüğü, Atatürk`ün yaptıklarının „bekçiliği“ olarak algılamıştır. Oysa bu Atatürk`ün önderliğinde gelişen ideolojinin ve devrimin özüne aykırıdır.“ AHMET TANER KISLALI

Kemalist düşünce Atatürk`ün teoriyi ve pratiği birlikte (Türk Ulusu için) hayata geçirmesiyle sağlam bir temel üzerinde kurulmuş bir yapıya, bir ideolojiye dönüşmüştür. Bir bütünlük söz konusudur. Bunun bir kısmını alıp değerlendirme yapılamaz. Yani Atatürk bölünemez. Türkiye Cumhuriyeti`nin kuruluş amacının Kemalist ideolojiye göre gerçekleşmiş olması sadece Türkiye için değil laiklik ve demokrasi yoksunu geri kalmış başka Uluslara da örnek olacağı ve uygulama zorunluluğunun gerçekliliği gelecekte daha iyi anlaşılacaktır.

TÜRKIYE`NIN ÜZERINDEKI ÖLÜ TOPRAGI

Kemalist ideolojinin kurtuluştan sonraki toplumsal düzeni akıl yoluyla oluşturmanın en önemli olmazsa olmazı laiklik devrimidir. Bu devrimi yıkmayı amaçlayan karşı devrimciler günümüze kadar o kadar yol aldı ki toplumun üzerine ölü toprağı örtüldü. Vicdan`ın kaybolduğu yerde vicdan özgürlüğünü bilemez toplum. Vicdan özgürlüğü demek başkasının insani haklarını aklını kullanarak anlamak demektir. Aksi halde toplum vicdanı, gücünü dini inanca dayayanların topluma yerleştirdikleri akıl dışı yöntemlerin uygulandığı sosyal baskıya dönüşür. Öyle de oluyor zaten. Örneğin Müslüman ülkelerde ki terör örgütlerinin yaptıkları karşısında; „Müslümanlık bu değildir!“ denir. Bu söylem tamamen toplumu dini inanca dayalı teokratik yönetenlerin söylemidir. Bu söylemle hedefleri laik toplum istemenin bilincinin engellenmesidir. Bir toplum ister Müslüman olsun ister başka inanç toplumu olsun; eğer ki inancının rahat bırakılmasını ve insani değerler içerdiğinin anlaşılmasını istiyorsa laiklik istemelidir, başka yolu yoktur.

Kemalist ideolojinin en temel dayanağı laikliktir. Bu bakımdan inancı kendi mekanında ve vicdanlarda rahat bırakmak gerekir. Şimdiye kadar geçen zaman gösteriyor ki Atatürk`e saldıranlar boşuna saldırmıyor, onu iyi anlamışlar demek ki!

Atatürk`ün bekçilik yapılmasana ihtiyacı yok, anlaşılması gerek.

Zekeriye UÇAR
zekeriyeucar@hotmail.de

* Münihin Sesi.com sitesinden yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur...


Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve munihinsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.