NASIL BAŞLAMALIYIZ?
NASIL BAŞLAMALIYIZ?
Münihin Sesi köşe yazarlarından Zekeriye Uçar'ın NASIL BAŞLAMALIYIZ? başlıklı yazısına haberin devamından ulaşabilirsiniz.
Türkiye için çok önemli saydığımız bir seçimi geride bıraktık. Çok zamandır sloganlaşan bir söyleme sığınarak değişimin geleceği sanıldı; „Bu seçim çok önemli!“. Olmadı, olmaması da mucize değil. Sonuç normal…
Hikmet Çetinkaya`nın bir yazısından alıntı yapayım:
“Çağdaş Polonya şiirinin “ikinci öncü” kuşağının ustalarından olan Herbert, tarihle şimdiki zaman arasındaki korkunç benzerlikleri ele alırken “tarihin tekerrür” olmadığının bilincindedir.
Şairler, yazarlar tarihten yararlanır.
Yazarken tarihten yararlanmak yaşadığı çağa daha nesnel, kaygılı bakmasını sağlar.”
Nesnel bir durum değerlendirilirken bütünsel bakılmalı, çözümü buna göre aramalıyız. Devlet bireylerin eğitlimesinin en etkili varlığıdır. Bu varlığı yaratan toplum, kendi yararına olacak sistemi örgütlü bir mücadeleyle yaratmak zorunda. 21. Yüzyıldayız. Yaratıcı düşünce binlerce yıl önce gelişmeye başladı ama düşüncenin kaybolduğu bir kriz dönemi geçiriyor toplum. Teknolojinin kötü kullanımı sayesinde Atom Bombası ile 2.Dünya savaşında milyonlar öldürüldü. Günümüzde ise evimize aldigimiz son model televizyonlar olsun, kişiyle özdeşleşen akıllı telefonlar ( öyle bir sarhoş olmus ki toplum, akıllı telefonların her yenilenmesinde, ne pahasına olursa olsun onu edinmek tek hedef haline geldi) olsun, bu iletişim araçlarını açıp baktığınız andan itibaren aklınıza el konulmaya başlanıyor, düşünce yok ediliyor. (Örnegin televizyonu veya akıllı telefonunuzu açtığınz anda karşınıza borçlardan, dertlerden, sıkıntılardan, yoksulluğunuzdan nasıl kurtulacağınızın adresi gösteriliyor. Akıllı telefonunuz aklınızı alıyor)
NASIL BASLAMALIYIZ?
Ünlü Fransız düşünürü Voltaire`in mükemmel bir eseri var: Kandid ya da Iyimserlik
Kandid, bütün dünyayı dolaşır, tüm kötülükler başından geçer. Aslında bu kötülükler yazarın kendi döneminde yaşadıklarının çok acı ve gerçek eleştirisidir. Sonunda Kandid`in yolu Istanbul`a düşer ve yaşlı bir Türk Bahçıvana rastlar. Ve hayatın gerçeğini Türk Bahçıvan`dan ögrenir: „Bahcemizi yetistirmemiz gerek! Yalnız yirmi dönümlük araziyi, çocuklarımla beraber eker biçerim; calişma bizden üc büyük eksikligi: Can sıkıntısını, kötü alışkanlıkları ve yoksulluğu uzaklaştırır.“ der Türk Bahçıvan.
Düsünmeden söylenen bos laflar etmeden, bilgi ve fikir temeline dayalı tartışma geliştirip örgütlenmeli. Yani önce kendi bahçemizi yetiştirmemiz gerek. Bu herkes içindir, toplum bir bütündür, kimsenin kimseyi dışlamaya hakkı yoktur.
Bence bir insan Nasil Baslamaliyiz? diye sormak istiyorsa, eline bir kitap alsın ve okusun. Bunu yapamıyorsa hiç soru sormasın, öyle yaşamaya devam etsin.
Zekeriye UÇAR
zekeriyeucar@hotmail.de
* Münihin Sesi.com sitesinde yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur...
FacebookSayfa➤ /munihinsesi
Instagram➤ /munihinsesi
FacebookGrup➤ /groups/munihteyasayanturkler
Youtube ➤ /munihinsesi
WhatsAppGrup ➤ +905368638699
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.