AFD ALMANYA’DA HIZ KESMİYOR

Münihin Sesi köşe yazarlarından Zekeriye Uçar'ın AFD ALMANYA’DA HIZ KESMİYOR başlıklı yazısına haberin devamından ulaşabilirsiniz.

AfD (Alternative für Deutschland ) Eylül ayında girdiği iki seçimde büyük başarı elde etti, yükselişini sürdürüyor. Berlin Milletvekili seçimlerinde % 14’ün üzerinde, Mecklenburg-Vorpommern eyalet seçimlerinde % 21 oranında oy alarak ikinci parti olma başarısını gösterdi. AfD 2013 yılında mevcut partilere karşı alternatif oluşturduğunu iddia ederek kuruldu. Bir bakıma sistemin alternatifi ,,aşırı sağ’’  demek. Şubat 2013 yılında kurulan parti katıldığı ilk eylül 2013 Almanya Genel Seçimleri’nde % 4,7 oy alarak barajı kılpayı aşamadı ama sonraki seçimlerde hem Avrupa Parlementosu’nda hem de Almanya’ nın bütün eyaletlerinde temsil hakkı kazandı. Bilhassa mülteci ve islamofobi konuları partiye büyük taraftar kazandırıyor. Toplumda güçlü bir muhalefet iktidar olmaktan daha etkili olabiliyor. Bu aşırı sağ parti AfD’den başka bir de yine aşırı sağ oluşum PEGİDA var. Pegida eylemlerinde AfD bayrağını açmak istemesine henüz sıcak bakılmıyor. Pegida’nın daha ziyade islam karşıtlığı temelinde eylemleri Alman halkında fazla karşılık bulamayışı AfD’yi Pegida’dan uzak tutuyor sanırım.  Her halükarda Avrupa’da ve Almanya’ da aşırı sağ hızla yükseliyor. Bu yükselişi durdurmanın sorumluluğu başta iktidarlardır. Bununla beraber yerleşik göçmenlerin örgütlü mücadelesi kaçınılmaz. Kaçınılmaz diyoruz da, böyle bir mücadele yabancı göçmenlerde yok. Aşırı sağın hedefi Almanya’da yaşayan italyan veya fransız değil, doğudan gelen müslümanlar (…Türkler,’de aşırı sağın hedefi çünkü onlarda müslüman.) Yabancı düşmanlığına karşı mücadele yönteminin nasıl olacağı belirlenemiyor. Almanya’da göçmenlerin en kalabalık olanı Türkler olduğuna göre, bizim bunu Türk Toplumu olarak tartışmamız çözüm aramamız gerekiyor. Örneğin buradaki sosyal yaşantımızda  LAİK yaşamıyoruz. Türkiye’de yerleştirilen din toplumu düzeni burada yaşayanlar içinde yaşam biçimi halini aldı. Kimlik arayışında bireyin kendi kimlik tanımını geliştiremeyişi , o kişiye verilen kimlik rol bireyleri yabancılaştırıyor ve örgütlü- bilinçli birleşmenin önünü kapamış oluyor. Münih şehrimizde Münih Belediyesi’nin bünyesinde bulunan Yabancılar Meclisi diye bir kurum var. Şimdiye kadar etkili ve verimli olduğunu söyleyemem. Ocak 2017’de  Münih’te yaşayan göçmenler tarafından seçimi yapılacak. Kısır döngü yaşanmadan bilinçle laik ve demokratik bir meclis oluşturulması Göçmenlerin çok yararına olur. Yeni meclisin Münih’te bulunan örgütlenmeyi beceremeyen STK’larına öncülük etmesini umuyorum. Demokratik birlikteliği sağlayamadıkça aşırı sağ güçlenmeye devam eder.   Zekeriye UÇARzekeriyeucar@hotmail.de    * Münihin Sesi.com sitesinde yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur...