GÖÇMEN TÜRK TOPLUMU-1

26.05.2015 - 13:08, Güncelleme: 01.12.2021 - 20:21 3182+ kez okundu.
 

GÖÇMEN TÜRK TOPLUMU-1

Münihin Sesi köşe yazarlarından Zekeriye Uçar'ın GÖÇMEN TÜRK TOPLUMU-1 başlıklı yazısına haberin devamından ulaşabilirsiniz.
Almanya`ya işgücü olarak gerçeklesen Türk göçünün üzerinden yaklaşık 55 yıl geçti. Başlangıçta genel düşünce  „Bir gün Dönüştü“ . Olmadı... „Bir gün Dönüş“ hep ertelendi. „Bir gün Dönüş Toplumu“ Kalıcı göçmen toplumuna “  dönüştü. Bu dönüşümün en büyük etkenleri Türkiye`deki ekonomik ve siyasal gelişmeler oldu. Gecen süreçte Almanya`nın da Göçmen Toplumunu içine sindirmek istediği pek söylenemez. Buna rağmen Almanya,  göçmenlerin kalıcı olacakları gerçeği üzerine yabancı politikasını belirlemeye başladı. Bu politikasında en etkili olabileceği alan inanç oldu.  İnsan bir kişi de olsa toplum olarak da olsa göç ettiği her yere doğal ve hakkı olarak inancını da kültürünü de beraberinde götürür. Eğitimi ve kültürü kendisinde geliştiremeden göç eden nesil, çocuklarının geleceğini hazırlamakta çok güçlük çekti. Burada doğan yeni neslin (belki) asimile edilebileceği düşünüldü. Fakat toplumsal gelişim asimilasyon siyasetinin tutmayacağını gösterdi. Bir taraftan bulunduğu toplumla uyumlu yaşamaya çekinen, gelişimden korkan ve geldiği gibi kalmayı yeğleyen bir ilk nesil, diğer taraftan buna direnen ama hangi yola gidebileceğinde bocalayan kimliğini arayan yeni nesil… Dilini, inancını kısaca kültürünü geliştiremeyen ve bu değerleri bulunduğu toplumda ki laik- demokratik çağdaş yasama uyduramayan toplumda bir boşluk,  bir eksiklik var demektir. Yaşamda hiç bir şey boşluk affetmez, bir şeyler ve/veya birileri o boşluğu doldurur. Zekeriye UÇAR zekeriyeucar@hotmail.de
Münihin Sesi köşe yazarlarından Zekeriye Uçar'ın GÖÇMEN TÜRK TOPLUMU-1 başlıklı yazısına haberin devamından ulaşabilirsiniz.

Almanya`ya işgücü olarak gerçeklesen Türk göçünün üzerinden yaklaşık 55 yıl geçti. Başlangıçta genel düşünce  „Bir gün Dönüştü“ . Olmadı...

„Bir gün Dönüş“ hep ertelendi. „Bir gün Dönüş Toplumu“ Kalıcı göçmen toplumuna “  dönüştü. Bu dönüşümün en büyük etkenleri Türkiye`deki ekonomik ve siyasal gelişmeler oldu. Gecen süreçte Almanya`nın da Göçmen Toplumunu içine sindirmek istediği pek söylenemez. Buna rağmen Almanya,  göçmenlerin kalıcı olacakları gerçeği üzerine yabancı politikasını belirlemeye başladı. Bu politikasında en etkili olabileceği alan inanç oldu.

 İnsan bir kişi de olsa toplum olarak da olsa göç ettiği her yere doğal ve hakkı olarak inancını da kültürünü de beraberinde götürür. Eğitimi ve kültürü kendisinde geliştiremeden göç eden nesil, çocuklarının geleceğini hazırlamakta çok güçlük çekti. Burada doğan yeni neslin (belki) asimile edilebileceği düşünüldü. Fakat toplumsal gelişim asimilasyon siyasetinin tutmayacağını gösterdi.

Bir taraftan bulunduğu toplumla uyumlu yaşamaya çekinen, gelişimden korkan ve geldiği gibi kalmayı yeğleyen bir ilk nesil, diğer taraftan buna direnen ama hangi yola gidebileceğinde bocalayan kimliğini arayan yeni nesil…

Dilini, inancını kısaca kültürünü geliştiremeyen ve bu değerleri bulunduğu toplumda ki laik- demokratik çağdaş yasama uyduramayan toplumda bir boşluk,  bir eksiklik var demektir.

Yaşamda hiç bir şey boşluk affetmez, bir şeyler ve/veya birileri o boşluğu doldurur.

Zekeriye UÇAR
zekeriyeucar@hotmail.de

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve munihinsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.