BAŞKANLIK VE LAİKLİK

11.02.2016 - 07:55, Güncelleme: 01.12.2021 - 20:21 2684+ kez okundu.
 

BAŞKANLIK VE LAİKLİK

Münihin Sesi köşe yazarlarından Zekeriye Uçar'ın BAŞKANLIK VE LAİKLİK başlıklı yazısına haberin devamından ulaşabilirsiniz.
Önceden dogmus bir düsünceyi, bir sosyal olusumu günün sartlarina göre düsünerek gelistirme yerine, o dönemin cagcil anlayisi ile tekrar ediliyor ve/veya ondan aynen medet umuluyorsa, bu tamamen cagdisiliktir, gericiliktir, yobazliktir. Her konuda gericiligin hizla arttigi ve yayginlastigi bir süreci yasiyoruz. Laikligin anayasaya girmesinin 79. Yilindayiz. Türkiye laik olamadi. Son on yillardir beklenen laiklik talebi gittikce kaybolmaya basladi. Laiklik isteyenlerin de, gercekte ne istediklerini bildiklerine inanmiyorum. Cünkü laik isteyen bireyin ilk isi, kendisinin laik bilinc ile yasam alanini kurmasi ve ona göre bu alani gelistirmesi gerekmez mi? Laik istiyorsan önce kendin laik yasayacaksin, demokrasi isteniyorsa önce birey kendisi demokrat olacak. Bireyin kendisinde olmayani istemesi gülünc degil mi? Ne Almanya`da yasayan Türkler`de ne de Türkiye`de toplum laik yasamiyor, dogmatik yasiyor. Herseyden önce laiklik isteyen birey, laiklik yobazligini ve gericiligini birakmadikca, bu bilince ulasmadikca örgütlü mücadele gelisemez. Gelismedigi icin de fiilen totaliter rejim de yasiyoruz. 7 Haziran 2015 secimlerinin ertesinde MHP`li Milletvekili` nin „Eger CHP ile koalisoyn kurulursa, bize dinsiz parti ile koalisyon kuruyorsunuz demezler mi?“ söylemi aslinda toplumun bilinc altindaki düsüncesinin disa vurumuydu. Daha yeni yasanan bir durum, CHP Milletvekili Böke`nin inancinin sorgulanmasi hangi sistemde oldugumuzu gösteriyor. Bunlara karsin nerdeyse CHP`nin tüzügüne „Dini vardir“ yazilmasina vardiracak savunma icgüdüsü dogdu. „Ölümüne Laiklik ve Demokrasi“ sözü maalesef havada kaliyor. Demokrasisi gelismis ülkelerde Kuvvetler Ayriligi (Yasama-Yürütme-Yargi üclemesi) anayasal güvence altindadir. Bu güvencenin temeli laik toplumdur. Türkiye`de devletin basi Baskanlik isterken tüm toplumu Peygamberin Ümmeti`yiz diye tanimliyor ve Yasama-Yürütme-Yargi`nin ayriligindan degil de, uzlasmasindan bahsediyor. Yani kuvvetlere hükmeden tek bir Üst Kuvvet olacak: Baskan. Islami bir toplumda böyle bir Baskan`in kuvveti teokrasiden (dogmadan) gelir. Yarginin yürütmenin ve yasamanin isleyisini Baskan`in kendi olusturdugu teokrasiye dayali totaliterligi (diktatörlügü) saglar ve hükmeder. Osmanli kurulusundan beri bu gelenekle yönetildi. AKP`yi kuran iradenin özü budur. Savaslar, baskilar, dis iliskiler her sey bu hedefe göre vukuu buluyor. Bunun panzehiri laik birey olmak, laik yasamak, laik toplum yaratmaktir. Zekeriye UÇARzekeriyeucar@hotmail.de * Münihin Sesi.com sitesinde yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur...
Münihin Sesi köşe yazarlarından Zekeriye Uçar'ın BAŞKANLIK VE LAİKLİK başlıklı yazısına haberin devamından ulaşabilirsiniz.

Önceden dogmus bir düsünceyi, bir sosyal olusumu günün sartlarina göre düsünerek gelistirme yerine, o dönemin cagcil anlayisi ile tekrar ediliyor ve/veya ondan aynen medet umuluyorsa, bu tamamen cagdisiliktir, gericiliktir, yobazliktir. Her konuda gericiligin hizla arttigi ve yayginlastigi bir süreci yasiyoruz.

Laikligin anayasaya girmesinin 79. Yilindayiz. Türkiye laik olamadi. Son on yillardir beklenen laiklik talebi gittikce kaybolmaya basladi. Laiklik isteyenlerin de, gercekte ne istediklerini bildiklerine inanmiyorum. Cünkü laik isteyen bireyin ilk isi, kendisinin laik bilinc ile yasam alanini kurmasi ve ona göre bu alani gelistirmesi gerekmez mi? Laik istiyorsan önce kendin laik yasayacaksin, demokrasi isteniyorsa önce birey kendisi demokrat olacak. Bireyin kendisinde olmayani istemesi gülünc degil mi? Ne Almanya`da yasayan Türkler`de ne de Türkiye`de toplum laik yasamiyor, dogmatik yasiyor.

Herseyden önce laiklik isteyen birey, laiklik yobazligini ve gericiligini birakmadikca, bu bilince ulasmadikca örgütlü mücadele gelisemez. Gelismedigi icin de fiilen totaliter rejim de yasiyoruz. 7 Haziran 2015 secimlerinin ertesinde MHP`li Milletvekili` nin „Eger CHP ile koalisoyn kurulursa, bize dinsiz parti ile koalisyon kuruyorsunuz demezler mi?“ söylemi aslinda toplumun bilinc altindaki düsüncesinin disa vurumuydu. Daha yeni yasanan bir durum, CHP Milletvekili Böke`nin inancinin sorgulanmasi hangi sistemde oldugumuzu gösteriyor. Bunlara karsin nerdeyse CHP`nin tüzügüne „Dini vardir“ yazilmasina vardiracak savunma icgüdüsü dogdu.

„Ölümüne Laiklik ve Demokrasi“ sözü maalesef havada kaliyor.

Demokrasisi gelismis ülkelerde Kuvvetler Ayriligi (Yasama-Yürütme-Yargi üclemesi) anayasal güvence altindadir. Bu güvencenin temeli laik toplumdur. Türkiye`de devletin basi Baskanlik isterken tüm toplumu Peygamberin Ümmeti`yiz diye tanimliyor ve Yasama-Yürütme-Yargi`nin ayriligindan degil de, uzlasmasindan bahsediyor. Yani kuvvetlere hükmeden tek bir Üst Kuvvet olacak: Baskan. Islami bir toplumda böyle bir Baskan`in kuvveti teokrasiden (dogmadan) gelir. Yarginin yürütmenin ve yasamanin isleyisini Baskan`in kendi olusturdugu teokrasiye dayali totaliterligi (diktatörlügü) saglar ve hükmeder. Osmanli kurulusundan beri bu gelenekle yönetildi. AKP`yi kuran iradenin özü budur. Savaslar, baskilar, dis iliskiler her sey bu hedefe göre vukuu buluyor. Bunun panzehiri laik birey olmak, laik yasamak, laik toplum yaratmaktir.

Zekeriye UÇAR
zekeriyeucar@hotmail.de

* Münihin Sesi.com sitesinde yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur...



Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve munihinsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.